NÛÇÊ DAWÎ

NÛÇERagihandinYAZARLAR

KÜRDLER İLLAKİ KENDİ İÇİNDE BİRLİĞİ SAĞLAMALILAR /Perihan Yoğurtçu

 

Kürd milletinin güçlü akrabalık bağları var ve bu bağ, adeta onları ayakta tutan sütun ve çimento olmuştur.

Belki de bu güçlü bağların sayesinde, rejimlerin dezenformasyon rüzgârına karşı bu denli dirençli kalabildiler.

Onca baskı ve zulme rağmen kendileri oldular, Kürt kalabildiler.

Akrabalık ipine sarıldıkça her türlü baskıya karşın dimdik durdular.

Kürtler kendilerine öncülük eden siyasetçi, aydın ve liderlerden aynı birliği ve dayanışmayı bekliyor.

Fakat Kürtler adına siyaset yapanların bu birliği yeterince sağlayamadığını gözlemliyoruz.

Siyasi temsilcilerimiz, halkın taleplerine rağmen siyaset yapılamayacağını bilmelidirler.

Aslında bir an durup halkın sesine kulak verseler “Birlik olun!” çığlığının kulaklarında çınladığını duyacaklar. Ama tabii iş ki kulak versinler!

Kürt halkının uluslararası arenada hak ettiği saygınlığı görebilmesi için, siyasi temsilcilerimizin gerek küresel politik sahnede gerekse kendi içinde daha güçlü ilişkiler kurması gerekiyor. Bunu yaparken de halka göstere göstere yapmalılar ki su serpilsin milletimizin yüreğine.

Zira bu gibi tutumlar Kürtlere güç olarak geri dönecektir.

Misal Güney Kürdistan’a bakalım; aylardır bir seçim yapılmış ancak bir türlü bir araya gelip hükümet kurulamıyor.

Her partinin kendi peşmerge gücü var ve yıllardır “Peşmerge birleşecek” denmesine rağmen bu hâlâ gerçekleşmedi.

Soruyoruz: Dünya siyasetini okuyamıyor musunuz? Neden halkın taleplerini duymazlıktan geliyorsunuz? Halkın sizi koltuğa oturtmasının amacı, halkın taleplerini yerine getirmek içindir.

O koltuklar kimsenin babasının malı değildir! Kürt halkının toprakları da liderlere ait değildir!

Kürtler, diğer milletler gibi kendi topraklarında hak ettiği hizmeti görmek istiyor.

Nedir bu? Fi tarihinde mi yaşıyorsunuz, yoksa en kuytu köşede bir kabile misiniz ki her partinin kendine ait ayrı bir gücü olsun? Bu nasıl bir anlayıştır?

Hızla değişen ve dönüşen bir halka öncülük edecekseniz, layıkıyla bir siyaset yürütmelisiniz. Yapamıyorsanız, yerinizi bu sorumluluğu taşıyabilecek olanlara bırakın.

Çağın kirli siyasetine öykünerek siyaset yapmayın. Hele Ortadoğu siyasetine benzer bir siyaset biçiminin halka hiçbir yararı yoktur.

Öncelikle kendi içinizde adalet ve demokrasi ilkelerine bağlı kalarak hareket edin.

Bunu söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Yeter artık! Demokrasi ve toleransı kendi halkınızın arasında uygulayın ve adaleti sağlayın ki diğer halklara rol model olabilesiniz.

Bakın, İran İslam (!) Cumhuriyeti’ne; İsrail’in saldırıları karşısında canı acıdıkça, canının acısını, Kürtlerin sırtına kırbacı vurarak çıkarıyor.

Sosyal medyada, İran’da yüz kişinin idam edileceği iddiaları dolaşıyor. Başta Güney Kürdistan, Rojava yönetimi ve diaspora, bu konuda yüksek perdeden sesini çıkarmalı. Kendi içinizde din ve ideoloji kavgalarına dalarak halkı sahipsiz bırakmaktan vazgeçin!

Bu sözüm, Kürtler adına aydın ve öncülük iddiasında bulunan herkese; siz ne Allah’ın elçisisiniz ne de ideolojilerin bekçisi!

Önce halkın taleplerine kulak verin. Onların sesini duyun ve buna göre politika üretin. Halkın söylediklerinden yanlışları ayıklarsınız, doğruları alır rehber edinirsiniz.

Kürt halkı birlik, adalet ve hak ettiği saygınlığı istiyor. Bu yolda, halkın sesine kulak verin. Siyasi temsilcilerimiz, halkın taleplerini merkeze alarak hareket etmeli ve Kürtlerin ortak çıkarları için birleşmelidir. Ancak bu şekilde hem kendi halkımıza adalet sağlayabilir hem de dünyada rol model olabiliriz. Aksi takdirde kimse sizi ciddiye almaz. Kendi problemini çözemeyen, başkasının sorununu çözemez!

 

Burada dile getirdiklerimizi defaatle söylesek de duyan olmuyor o yüzden bu platformlarda kalemimize anlattırıyoruz, olur da kalemin sesi daha yüksek çıkar da sesimizi duyan olur.