NÛÇÊ DAWÎ

NÛÇERagihandinYAZARLAR

MEVSIMLIK KÖLELİK KÜRD HALKININ KADERİ DEĞİLDİR/Perihan Yoğurtçu

PMEVSIMLIK KÖLELİK KÜRD HALKININ KADERİ DEĞİLDİR

Kürt coğrafyası; bereketli toprakları, zengin yer altı kaynakları ve derin tarihiyle adeta bir hazine niteliğindedir. Ancak bu potansiyel, Kürt halkının refahına dönüşmek yerine, halk yoksulluğa mahkûm edilmektedir. Kürt halkına yoksulluk dayatılmaktadır.

Her yıl, yoksulluk nedeniyle on binlerce Kürt, batı illerine “mevsimlik işçi” adı altında göç etmek zorunda bırakılmaktadır.

Peki, bu politikanın farkında olan siyasetçiler, bu modern çağın köleliğini tersine çevirmek için bir politika üretebiliyorlar mı?

Tarlalarda, inşaatlarda ve en ağır işlerde çalışan Kürtler, düşük ücretlere mahkûm ediliyor. İnsanlık dışı koşullarda yaşamaya, hatta dövülmeye, aşağılanmaya, ve barakalarda can vermeye mecbur bırakılıyor. Bu tablo, insanın onurunu zedeliyor. Onuru zedelenmeyen Kürdün aklına ve vicdanına şaşarım!

Kürtler adına konuşan ve hak savunuculuğu yapanlar ki bu yalnızca DEM Parti değildir. Bu yalnızca DEM Parti’nin görevi de değildir. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan tüm aktörlerin de bu konuda sorumluluğu vardır. Bu ayıbı tersine çevirmek için bir an önce somut adımlar atılmalıdır.

Kürt siyaseti, bu durumun doğrudan sorumlusu olmasa da, bu durumu tersine çevirecek yolları arama sorumluluğuna sahiptir.

Bölgedeki tüm belediyeler, kayyım politikalarına ve sistematik baskılara rağmen halkın iradesine sımsıkı sarılmaktadır. Ancak sadece direnmek yetmez; yerel yönetimler, derinleşen işsizlik sorununa kalıcı çözümler üretmek zorundadır. Bu toprakların binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirası, kaderine terk edilemez. Halk, kendi geçmişiyle, kendi değerleriyle yeniden buluşturulmalıdır. Çünkü halka öncülük etme sorumluluğunu üstlenen herkes, halkın yaşamını iyileştirmekle yükümlüdür.

Durma vakti değil. İş insanları, hak savunucuları ve sivil toplum kuruluşları bu ayıba seyirci kalmamalıdır. Bölgenin tarımı, hayvancılığı ve tarih kokan turizm potansiyeli, kâğıt üzerinde değil, yerelde istihdam yaratan somut projelerle hayata geçirilmelidir.

Ayette de geçtiği gibi “İnsan, kendi emeği ve gayretiyle hak ettiğini elde eder; bu, iradenin ve çabanın önemini gösterir.”(Necm Suresi, 39-40)

Mevsimlik işçilik bir kader değildir. Kürt halkına yoksulluğu dayatan politikalara karşı, Kürt siyaseti cesur adımlar atmalı, sorumluluk üstlenmeli ve bu gidişata dur demelidir.

Dayatılan yoksulluğu ortadan kaldırmak, öncelikli hedef olmalıdır.

Bunun için soyut sloganlara değil, somut çözümlere ihtiyaç vardır.

Mevsimlik işçilik ayıbına son vermek, Kürt halkının onurlu bir yaşam sürmesini sağlamaktır.

Halkının refahını artırmak, zaten siyaset yapmanın anlamı da bu değil midir?